-Onbinlerce çiftçi
Tandoğan’ı doldurdu
-14 Mayıs Dünya
Çiftçiler Günü etkinliği için Türkiye’nin her noktasından, 81 ilinden
gelen onbinlerce çiftçi, Ankara’da Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda buluştu
-TZOB Genel Başkanı
Bayraktar: “Tek amacımız üretmek, ürettiğini değerinden
satabilmektir. Bu çiftçinin üretmekten başka düşüncesi yoktur”
-“Hiçbir şeyi eksik
bırakmadığımız için mi, bu ülkede çiftçimizin kıymeti bilinmiyor.
Kıymetimiz sofralarda bir şey eksik olunca mı anlaşılacak?”
-“Şehit kanlarıyla
sulanmış olan bu topraklar ve bu topraklarda üretim yaparak ülke nüfusunu,
bu ülkeye sığınanları doyuran çiftçilerimizin kıymetini bilmeliyiz. Bu
topraklarda yaşayan herkes bunu bilmek zorundadır”
-“Sanayici üretiyor da
biz de üretmiyor muyuz? Biz reel sektörün temeliyiz. Bunu bu ülkede hala
bilmeyen, idrak edemeyenler var”
-“Bu ülkede sanayici
el üstünde tutulurken, bu şartlarda üretim yapan, istihdam sağlayan,
ihracat yapılmasına neden olan Türk çiftçisi, neden üvey evlat muamelesi
görüyor? Milletimiz bu gerçeği görsün”
-“Çiftçimize, tarım
sektörüne değer verelim. Tarım sektörünü şaha kaldıralım. Sadece ülkemizi
doyurmakla yetinmeyelim, bölgemizin de gıda ambarı olalım”
-“Hedefimiz kaliteli
buğday üretmek ve üretimi 30 milyon tona çıkarmaktır. Artık buğday ithal
etmek istemiyoruz”
-“Üreticimiz arpa ve
buğday fiyatlarının alın terini karşılayacakşekilde gerçek maliyetleri dikkate
alarak açıklanmasını istiyor”
-“Türk fındığı,
İtalyan fındığı olmasın. Fındık üç beş kişinininsafına bırakılmasın, devletimiz
fındığa sahip çıksın”
-“Çaykur’dan
üreticimiz için iyi bir fiyat bekliyoruz”
-“Çiftçimiz
kazanamıyor, tüketicimiz makul fiyatlarla ürün satın alamıyor. Kim bunun
sorumlusu aracılar”
-“Eskiden ürün pahalanınca
sorumlusu üretici sanılırdı. Aracılardan kaynaklandığını bugün herkes
öğrendi. Vatandaşımız da hükümetimiz de artık bunun farkında”
-“Aracı değil, üreten,
tohum eken, fide, fidan diken eller, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık
yapan üreticimiz kazansın”
-“Unutulmasın ki
çiftçinin refahı, ülkenin refahıdır”
-“Çiftçimiz,
toprağını, tarlasını, tapanını, bağını, bahçesini, köyünü bırakmak
istemiyor. Çiftçimiz, doğduğu yerde doymak istiyor”
-“Milyarlarca doları
ithalata veremeyiz. ‘Yerli malı yurdun malı’ diyorduk. Şimdi ‘yerli malı
dünya malı’ diyoruz. Türkiye, dünya malı tüketmekten kurtulmalıdır.
Sofralarımızda yerli ürün kullanalım ki çiftçimiz kazansın”
-“Mazot, gübre, yem,
elektrik, tohum, ilaç gibi girdi fiyatlarının yüksekliği bizleri zorluyor”
-“TZOB olarak
kurulması için çok büyük gayret sarf ettiğimiz Et ve Süt Kurumu
Kurulmasaydı çiğ süt fiyatı 60 kuruştan yukarıya çıkmazdı”
-“Ziraat Bankası,
çiftçimizin ucuz kredi talebini karşılamalıdır. Hazine de gerekli desteği
Ziraat Bankası’na sağlamalıdır”
-“Çiftçimiz, yüzde
5’lik devlet desteğine rağmen aylık 419 lira 49 kuruş olan sigorta primini
ödemekte zorlanıyor. Prim ödeme gün sayısı 15 güne düşürülmeli,
çiftçimize yıpranma hakkı verilmelidir”
Ankara – 14.05.2017 –
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tek
amaçlarının üretmek, ürettiğini değerinden satabilmek olduğunu bildirerek,
“hiçbir şeyi eksik bırakmadığımız için mi, bu ülkede çiftçimizin kıymeti
bilinmiyor. Kıymetimiz sofralarda bir şey eksik olunca mı anlaşılacak?” dedi.
14 Mayıs Dünya
Çiftçiler Günü etkinliği için Türkiye’nin her noktasından, 81 ilinden gelen
onbinlerce çiftçi, Ankara’da Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda buluştu. Sabahın
erken saatlerinde meydanı dolduran çiftçiler, renkli görüntüler oluşturdular.
Ellerinde çok sayıda pankart, döviz taşıyan çiftçiler, sorunlarını sloganlarla
anlattılar.
Bayraktar, canlı
kalabalığa yaptığı konuşmada, her türlü zorluğa rağmen, üretimden
vazgeçmediğini, tarlasından, bağından bahçesinden, ahırından ağılından kopmadığını,
ormanda, denizde üretimini sürdürdüğünü, ülkenin 80 milyonluk nüfusunu, 5
milyon sığınmacısını, yabancısını, 40 milyona yakın turistini doyurduğunu
belirtti.
Tek amaçlarının
üretmek, ürettiğini değerinden satabilmek olduğunu, bu çiftçinin üretmekten
başka düşüncesi olmadığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Hiçbir şeyi eksik
bırakmadığımız için mi, bu ülkede çiftçimizin kıymeti bilinmiyor. Kıymetimiz
sofralarda bir şey eksik olunca mı anlaşılacak? Şehit kanlarıyla sulanmış olan
bu topraklar ve bu topraklarda üretim yaparak ülke nüfusunu, bu ülkeye
sığınanları doyuran çiftçilerimizin kıymetini bilmeliyiz. Bu topraklarda
yaşayan herkes bunu bilmek zorundadır. Sanayici üretiyor da biz de üretmiyor
muyuz? Biz reel sektörün temeliyiz. Bunu bu ülkede hala bilmeyen, idrak
edemeyenler var. Bu ülkede sanayici el üstünde tutulurken, bu şartlarda üretim
yapan, istihdam sağlayan, ihracat yapılmasına neden olan Türk çiftçisi, neden
üvey evlat muamelesi görüyor? Milletimiz bu gerçeği görsün. Çiftçimize, tarım sektörüne
değer verelim. Tarım sektörünü şaha kaldıralım. Sadece ülkemizi doyurmakla
yetinmeyelim, bölgemizin de gıda ambarı olalım.”
Hedeflerini kaliteli
buğday üretmek ve üretimi 30 milyon tona çıkarmak olduğunu, artık buğday ithal
etmek istemediklerine dikkati çeken Bayraktar, özetle şunları söyledi:
“Üreticimiz arpa ve
buğday fiyatlarının alın terini karşılayacak şekilde gerçek maliyetleri dikkate
alarak açıklanmasını istiyor. Türk fındığı, İtalyan fındığı olmasın. Fındık üç
beş kişinin insafına bırakılmasın, devletimiz fındığa sahip çıksın. Çaykur’dan
üreticimiz için iyi bir fiyat bekliyoruz. Çiftçimiz kazanamıyor, tüketicimiz
makul fiyatlarla ürün satın alamıyor. Kim bunun sorumlusu aracılar. Eskiden
ürün pahalanınca sorumlusu üretici sanılırdı. Aracılardan kaynaklandığını bugün
herkes öğrendi. Vatandaşımız da hükümetimiz de artık bunun farkında. Aracı
değil, üreten, tohum eken, fide, fidan diken eller, hayvancılık, arıcılık,
balıkçılık yapan üreticimiz kazansın. Unutulmasın ki çiftçinin refahı, ülkenin
refahıdır. Çiftçimiz, toprağını, tarlasını, tapanını, bağını, bahçesini, köyünü
bırakmak istemiyor. Çiftçimiz, doğduğu yerde doymak istiyor. Milyarlarca doları
ithalata veremeyiz. ‘Yerli malı yurdun malı’ diyorduk. Şimdi ‘yerli malı dünya
malı’ diyoruz. Türkiye, dünya malı tüketmekten kurtulmalıdır. Sofralarımızda
yerli ürün kullanalım ki çiftçimiz kazansın. TZOB olarak kurulması için çok
büyük gayret sarf ettiğimiz Et ve Süt Kurumu Kurulmasaydı çiğ süt fiyatı 60
kuruştan yukarıya çıkmazdı. Ziraat Bankası, çiftçimizin ucuz kredi talebini
karşılamalıdır. Hazine de gerekli desteği Ziraat Bankası’na sağlamalıdır.
Çiftçimiz, yüzde 5’lik devlet desteğine rağmen aylık 419 lira 49 kuruş olan
sigorta primini ödemekte zorlanıyor. Prim ödeme gün sayısı 15 güne düşürülmeli,
çiftçimize yıpranma hakkı verilmelidir.”